Tavşanlar ve tavşan bakımı ile ilgili notlar, bilgiler, güncel haberler
31 Aralık 2010
29 Aralık 2010
Takılıyoruz biz de öyle işte...
Eveeeet, çayımızı aldık, müziğimizi koyduk, günün yorgunluğunu atıyoruz üzerimizden. Şimdi de film seyredeceğiz cici Topi'mle.
26 Aralık 2010
Tavşanların tercih ettikleri mekanlar (evin 'in' mekanları)
Topi geçen 2 hafta tuvaletten çıkmadı neredeyse. Külbesinde değilse mutlaka tuvaletteydi. Orası çok rahat sanırım! Fakat bugün gördüğüm kadarıyla "in mekan" değişmiş, tuvaletin arkasındaki boşluk olmuş. Salondaki in mekanı ise TV önündeki halıdan yeşil kanepenin altı oldu. Nedense...
20 Aralık 2010
Tavşan Kafesleri - Bölüm 1
Tavşan Kafesleri
Kemirme tehlikesinden dolayı kedi köpek gibi evde sürekli serbest bırakamadığımız tavşanlar için evde belirli düzenlemeler yapmamız gerektiğinin altını çizmiştik (bunny proofing). Yaşam alternatifleri genellikle şu alternatifler arasından seçilir:
1. Evin tek bir odası tamamen tavşana tahsis edilebilir (kapalı balkon gibi)
2. Belirli bir odanın bir bölümü tavşana tahsis edilir (bundan daha evvel blogdaki yaşam alternatifleri yazımda bahsetmiştim)
3. Tavşan bahçede bir kafes/klübe içerisinde yaşar
4. Tavşan kafesi alınır
Tavşan günde birkaç saatini evde ev halkı ile beraber serbestçe dolaşarak geçirir, daha sonra uyku, tuvalet, kemirme ve beslenme ihtiyaçlarını karşılaması için odasına veya kafesine konulur. Genellikle şehiriçinde yaşayan tavşan sahipleri tercihlerini kafesten yana yapıyor.
Tavşanın bu kadar uzun bir zamanı geçireceği kafes seçimi önemli bir karar ve tavşanın hayatının kalitesi ve sağlığı açısından bence çok önemli hatta kritik bir yatırım. Kafesi hazır satın alabilir veya kendiniz inşa edebilirsiniz. Bu yazımda dikkat edilmesi gereken önemli noktalar hakkında bilgi vereceğim:
Tavşan kafeslerinde dikkat edilmesi gereken temel noktalar
Kafes yapısı ve boyutları
- Tavşan kafeslerinin minimum ölçüleri belirlenirken tavşanın boyunun 3 veya 4 katı olması kuralı kullanılır. Buna göre Türkiye’de satılan standart bir tavşan için minimum kafes uzunluğu 90-100 cm, genişlik ise 40-50 cm olmalıdır. Ne kadar büyük olursa tavşan için o kadar iyidir.
- Tavşan kafeslerinin tabanının düz olması gerekir. Metal tel tabanlar tavşanların ayak tabanlarını acıtır ve zarar verir.
- Havalanması ve ışık alması için duvarları tel kafesler tercih edilmeli.
- Kafesin içinde klübe, tuvalet, mama kapları dışında tavşanın hareket edebileceği, ve rahatça uzanıp yatabileceği bir alanı olmasına dikkat edilmeli.
Kafesin içinde bulunması gerekenler
- Mama ve su kapları
- Tuvalet
- Kafesin içinde tavşanın saklanabileceği özel bir mini klübe veya odacık. Bu odacığın mutlaka iki kapısı olmalı (giriş-çıkış).
- Saman, kuru yonca tavşan bakımının olmazsa olmazlarıdır. Bunlar tavşanın kafesinde ve tuvaletinin içine bolca bulunmalı.
- Kemirmesi için oyuncaklar
19 Aralık 2010
Pofuduk Topi
Modellik deyince şaka yapıyorum sanıyorsunuz, ama hayır. Mercedes-Benz Finansal Hizmetlerin 10. yılı için çalışanlar olarak hazırladığımız kitapta Topi var! Yayınlanınca fotoğrafı buradan da paylaşacağım!
8 Aralık 2010
Veteriner hakkında
Tavşanlarında bir sağlık sorunu bulunan tavşan sahiplerinin zaman kaybetmeden veterinere gitmeleri gerekir. Bunun yerine bana e-mail atmalarını ve benden yanıt beklemeleri tavşanarının sağlığını riske atmak olur. (Veterinere ulaşım imkanı olmayan kişileri sözlerimin dışında tutuyorum). Yanlış anlaşılmasın, yanıt yazmaya üşendiğimden değil ama bu kişilerin rahatlığını anlayamıyorum. Geçen gün e-mail ile başvuranlardan bir tanesine Veterinerlik Fakültesi'ne danışmasını önerdim, bana "yok artık daha neler" tarzında bir yanıt döndü. Demek ki, tavşan onun için o kadar değersiz bir varlık ki ne veterinere ne de veteriner fakültesine götürmek gereksiz anlaşılan. O zaman bana neden e-mail atıp benim zamanımı harcadığı merak konusu tabii... Aynı şekilde "çok acil" konulu e-mail atarak acil sağlık problemi hakkında fikir danışanlar için de aynı şey söz konusu. Gerçekten acilse, veterinere götürmeliyiz.
Tavşanı veterinere veya veteriner fakültesine götürmenin garip bir yanı yok, onların işi bu zaten. Götürmeseniz bile telefonda bilgi vererek veya sizi yönlendirerek yardımcı olacaklardır. Bunu birebir kendim Topi'nin hastalığı sırasında yaşadım. İstanbul Avcılarda bulunan Veteriner Fakültesindeki hocalara muayeneye gitmeden evvel Topi'nin rahatsızlığının semptomlarını telefonda anlattım, Dr Hasan Sontaş (doğum ve jinekoloji bölümü) olabilecek rahatsızlıklıkları ve yapılabilecek olanları bana kısaca özetledi. Bu ihtimalleri internetten araştırdım ve bilgilendim. Daha sonra Topi muayeneye gitti, ultrason ve kan tahlilleri sonucu acil ameliyata alındı. Yaptığım araştırmalar sayesinde ameliyat ve ameliyat sonrası dönemini rahatça atlattık.
Sonuç: Tavşanlarımızı veterinere götürmeye veya veterinerleri arayıp bilgi almaya üşenmeyelim. Düzenli check-uplarını ihmal etmeyelim. (bkz: Topi'nin düzenli veteriner ziyaretileri). Kedi ve köpek sahiplerinin yaptıkları gibi tavşanımızı düzenli veterinere götürmelisiniz. Her canlı kadar onların da tıbbi yardım almaya hakları var. Bana e-mail atana kadar zaman kaybetmeden çevrelerinde bulunan bir veteriner ile irtibata geçilmeli. Çünkü ben veteriner değilim ve zaten yoğun olduğum için e-mailleri zamanında göremeyebiliyorum veya yanıtlamaya zamanım olmayabiliyor.
Yararlı olabilecek bilgiler:
Tavşanlar için veteriner muayene ücretleri oldukça ucuzdur. Veteriner tavşanının tırnaklarını keser, dişlerinin uzunluğuna bakar, uzunsa keser. Kulaklarında ve cildinde parazit sonucu oluşmuş yara olup olmadığına bakar. Gözlerini kontrol eder. Karnını ve üreme ordanlarını muayene eder. Poposunun temiz olup olmadığına bakar. Bunlar kısa süren fakat çok önemli kontrollerdir.
Peki, veteriner nereden bulunur? Internetten tabii ki! tavsiyeediyorum.com sayfasına bakmanızı öneririm. Önemli nokta: tavşanı veterinere götürmeden evvel veterineri arayıp bir tavşanınız olduğunu ve onu muayeneye getirmek istediğinizi söyleyin ve ve daha önce tavşan tedavi (veya ameliyat) edip etmediğini sorun. Tavşanın sorununu kısaca anlatın ve bu konuda yapabileceği birşey olup olmadığı sorun. Eğer tavşan deneyimi yoksa sizi tavşan deneyimi olan birine yönlendirmesini rica edin.
Kişisel bir gözlem: benim bugüne kadar gördüğüm kadarıyla veterineler tavşanlar muayeneye gelince çok eğleniyorlar, tavşaları çok sevimli buluyorlar (-kim bulmaz ki?). Özellikle sakin ve sosyal bir tavşanınız varsa yaşadınız, muayenehanedeki herkes onun başında olacak ve onu sevmek isteyecek. Veterinere götürmek için tek ihtiyacınız olan şey bir pet taşıma çantası. Hepsi bu.
Ameliyat ve kısırlaştırmalar için ise Veteriner Fakültelerini öneriyorum. Yakınınızda bulunan veteriner fakültelerinin websitelerini internetten bulabilir, fakülteyi arayarak tavşanınızı görecek veya ameliyat edecek bir veteriner hekim ile görüşebilirsiniz. İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi
Herkese (insan ve tavşan) sağlıklı günler diliyorum!!!
3 Aralık 2010
Evcil Hayvanları Sahiplendiriyoruz - Sahibinden.com
Sahiplenmeyi bekleyen tavşanları arama
Servis hakkında bilgi:
Evcil Hayvanları Sahiplendiriyoruz - Sahibinden.com
1 Aralık 2010
Gurme Topi'den mama tavsiyeleri!
Her zaman yediği mamaların dışında sevgili teyzesinin Avusturya'dan ve benim İspanya'dan getirdiğim mamalar ve ödül olarak verdiğimiz ciciler:
Yurtdışında her petshopta ve süper marketlerde tavşan yemine ulaşılabiliyor. Demek ki tavşan besleyen çok. İstanbul'da ben sadece 3M Migroslarda görmüştüm. Ot konusundaki sıkıntılarımı da birazdan anlatacağım. Select Menu ve Komplett-menu standart kuru tavşan mamaları. Bunları alırken cüce tavşanlar için olup olmadığına dikkat edin, çünkü yurtdışında cüce tavşan besleyen çok ve onların yemleri normal tavşanlardan biraz farklı. Stickler Türkiye'de de bulunabiliyor ama ben İspanya'da görünce yine de dayanamayıp aldım.
Topi'nin tavsiyeleri:
Topi tatlıya bayıldığı için tabii ki ödülleri özellikle havuçlu stickleri çok seviyor (Karotten-Sticks) , sabah onu bekliyor ve paketinin açılma sesini duyduğu an bile heyecanlanıyor. Bunun dışında kesinlikle önereceği diğer ürün kurutulmuş maydanoz "Kleeblatt". Çok iştah açıcı gözükmeyebilir ama bu koca plakayı bayıla bayıla keyifle kemirdi. Hem süper sağlıklı hem de lezzetli bir mama. Kocaman bir plaka olduğu için bitirmesi uzun sürüyor ama ilk verdiğim parçayı son parçasına kadar bitirdi. Benim için de çok pratik oldu, böylece taze sebze almaya vaktim olmadığı zamanlarda bundan verebiliyorum ve günlük sebzesini bu şekilde almış oluyor.
Bunun dışında yine ot avına açıkmak zorunda kaldım! Topi'nin otları azalınca alışveriş etmek için sorduğum tüm petshoplarda otun tükendiğini öğrendim. Internetten ufak bir araştırma yaptım ve Adana'da bir petshop buldum: evcilal.com! Arayıp ellerinde ot bulup buşunmadığını sordum, olduğunu öğrenince iki kutu ısmarladım. Mutlu son, evet, Adana'dan İstanbul'a tavşan otu geldi! Hiç sorunsuz, bir kaç gün içerisinde elime ulaştı. Bu bize uzun bir süre yeter. Merak edenlere not: Bir paket 1 kilogramlık sıkıştırılmış kuru otun ücreti 8,39 TL. Kargo masrafı, 2 paket ot ve talaş toplam 31 TL tuttu. Kedi köpek mamaları ile karşılaştırınca fiyatlar süper değil mi?
Özetle: minicik tavşanım için gördüğünüz gibi dünyanın ve Türkiye'nin dört bir yerinden mama taşıyoruz. Umarım gelecekte birgün Türkiye'de güzel kaliteli tavşan maması ve otu yaygınlaşır ve bulmak daha kolay bir hale gelir.
30 Kasım 2010
Hayvanların eğlence amaçlı sömürülmesi
Websitesine koyduğu şu resim çok masum ve sevimli mi gözüküyor sizce? Bir daha düşünün. Dikkatli inceleyelim: Öncelikle kız tavşanı ters tutuyor, bu bir insanın başaşşağı tutulması gibi birşey mesela. Çocuk zaten oldukça küçük, 4 yaşında belki. Zavallı tavşan büyük ihtimal doğrulmak için korku içinde debelenip duruyor, çocuksa o sırada o tavşanın yaşadığı korkunun farkında bile değil. Onun için herhangi bir oyuncaktan farksız bir nesne.
Hiçbir canlının diğerinin keyfi için acı çekmesi kabul edilemez. Bunun haksızlık olduğunu düşünmek için illaki "Hayvansever Panter Emel" olmamız gerekmiyor. Ben kendi adıma, en azından bu blogu takip eden arkadaşlarım ve tavşansever dostlarımı bu konu hakkında birazcık bilgilendirmek istedim. Sirkler, yunus parkları, ayı oynatanlar, horoz dövüştürenler, tavşanlara niyet çektirenler... bunların hepsi aslında iyi niyetli gözükseler bile başka bir canlıyı kullanıp ona eziyet ederek onu sömüren ve para kazanan kişilerdir. Görmeye alıştığımız için sorgulamıyoruz ve normal kabul ediyoruz, ama biraz düşününce aslında çok masum olmadıklarını anlayabiliriz. Bir daha sirk gördüğünüzde içindeki havanların "eğitilmek" için yedikleri sopaları düşünün, bir daha çocuğunuzu sirke götürebilecek misiniz?
PETA "Neden Hayvan Hakları" sorusuna şöyle cevap veriyor:
* Hayvanlar onları yememiz için değildir
* Hayvanlar onları giymemiz için değildir
* Hayvanlar onlar üzerinde deney yapmamız için değildir
* Hayvanlar bizi eğlendirmeleri için değildir
* Hayvanlar onları herhangi birşekilde sömürmemiz için değildir
Bu konuyu araştırmak ve biraz bilgilenmek/bilinçlenmek isterseniz lütfen websitelerine uğrayın. Başka bir canlının çektiği acılara duyarlı olup buna karşı çıkmak hepimizin görevi diye düşünüyorum.
28 Kasım 2010
26 Kasım 2010
Topi misafirliğe gitti
Bayram tatili için Topi annem ve babamın yanına misafirliğe gitti. Temmuzun başından bari ilk defa oraya geri dönüyor. Gider gitmez evi gezmek istemiş, evi tavaf etmiş. Herşeyi hatırlamış, eski sevdiği yerlere saklanıp eskisi gibi oyunlar yapmış. Demek ki: Tavşanlar unutmazmış!
3 Kasım 2010
The Daily Bunny
The Daily Bunny
29 Ekim 2010
Halloween Bunnies!
27 Ekim 2010
Tavşana güvenmek...
Soru: Bir tavşana tamamen güvenebilir misiniz? "Artık bazı şeyleri kemirmemesi gerektiğini öğrendi" veya "artık büyüdü, uslu oldu" denilebilir mi?
Bence denmez ve denilmemeli. Çünkü en güvendiğiniz anda kaşla göz arasında birşeyler kemirilebilir: Yastık kenarı, halı, kablo, kitap, ayakkabı kenarı, çanta sapı, vs..vs...
Etherbun mailing list'te şu laf çok geçer: "....., she's an absolutely wonderful rabbit otherwise", yani yaptığı bir vukuat anlatıldıktan sonra "ama bunun dışında kesinlikle harika bir tavşan" diye laf bitirilir. :) Yani ne kadar tatlı ve iyi olursa olsun, her tavşanın bir vukuatı vardır.
Ben kendi tavşanım için de bu lafı çok kullanıyorum: Topi salondaki kilimi kemirmesi dışında kesinlikle harika bir tavşan diyebilirim! Kilimi ona hibe ettim, battı balık yan gider. Ne yapalım, bu onun doğası. Yabani bir canlı ile bir evi paylaşacaksanız, bunun sonuçlarına katlanmak zorundasınız. Şimdi kilimin ortasında bir delik var, Topi'nin imzası deyip gülüp geçmek dışında yapabileceğim hiç birşey yok. Di mi?
18 Ekim 2010
Bunnicula!
Vampir tavşan heh heh heh :-)
Bunnicula Books Bolster Rabbit Character's Fame, SmallAnimalChannel.com
27 Eylül 2010
Kuru otumuza kavuştuk
Topi 3 haftadan uzun süredir otsuz kaldığı için sindirim problemleri yeniden başlamıştı (normalden yumuşak dışkı). Dün büyük bir keyif ve iştahla otlarını yedi, kafesinin her tarafına bunlardan bol bol bıraktım. Bir süre ona tatlı birşey vermeyeceğim ve sindirim sistemi stabilize olana kadar ot ve kutu mama vereceğim. Otun önemini ve ne kadar hayati olduğunu bir kere daha gördüm. Tavşanlar otsuz kalmasın! :))
24 Eylül 2010
Otlar gelmedi!
Sonuç: petdukkan.com dan uzak duruyoruz!
17 Eylül 2010
En sonunda online satılan KURU OT bulduuuuuum!
Hemen paylaşıyorum ve Topi'ye bir tane alıyorum!
Gimborn Kurutulmuş Tavşan Otu 30 L
8 Eylül 2010
Tavşanlar çalışan kişiler için neden mükemmel evcil hayvanlardır?
- Tavşanlar gün içinde siz çalışırken uyurlar
- Yemek yedikleri ve aktif oldukları zamanlar sizin işe gitmek üzere evden çıktığınız ve işten geldiğiniz zamanlara denk gelir
- Akşam eve geldiğinizde iki kuca kulak sizi bekliyor olur :o)
- Her ay aşı için veterinere götürülmesine gerek yoktur
- Dışarı çıkarılıp gezdirilmesine hiç gerek yoktur
- Durup duruken ısırıp tırmalamazlar
- Sakin sevimli canlılar oldukları için eve gelen misafire saldırmazlar, kimseyi kovalamazlar
- Sessiz oldukları için komşulardan şikayet gelmez
- Sizi uykunuzdan uyandırmak için ayağınızı ısırmazlar
- Kokmazlar ve tuvaletleri hergün değiştirilirse kokutmazlar
- Kokmayan bulaşmayan süper dışkıları vardır
- Tuvaleti için özel kum almaya gerek yoktur
- Mama ve tuvalet malzemeleri çok ucuzdur
- Dolap üstüne çıkıp kafanıza atlamazlar
- Yılın belli zamanları dışında sürekli tüy dökmezler
- Temizliği çok kolay olduğu için işe gitmeden önce 10 dakika içerisinde temizliğini yapılıp, mamasını vererek günlük bakımını tamamlanabilir
- Kedi veya köpek gibi oyun meraklısı değillerdir, siz film seyrederken ayağınızın dibinde takılıp mutlu olabilir. Daha fazlasını istiyorsa kucağa zıplar ve kendisinin sevdirir.
- Kafesinden çıkıp evde serbest kalan tavşan genellikle sizin etrafınızda dolanır
- Tatile çıktığınızda ona bakacak birini bulmak kolay olur, çünkü havyanlardan korkan ve hayatında hiç hayvan bakmamış biri bile tavşanın bakımını kolayça yapabilir.
- Şirin, sakin, iletişim kurabilen, yormayan, komik, mükemmel canlılardır :o) (bunu kesinlikle inanarak söylüyorum)
Ön şartlar:
1. www.tavsan.org okunacak, öğrenilecek
2. Tavşan kısırlaştırılacak
3. Ev tavşana göre düzenlenecek, ev bunny-proof yapılacak
4. Büyük bir kafes alınacak/yapılacak veya bir oda tavşana tahsis edilecek
5. Düzen (tuvalet alışkanlığı vs..) oturtulana kadar özel ilgi alaka gösterilecek
6. Tavşanın güveni kazanılacak ve eğer tek tavşansa onun "eşi" haline gelinecek
Özetle:
Tavşanın ilk aşamada epey işi olabilir ama düzen oturtulduktan sonra planlı programlı yaşayan kişiler için mükemmel bir ev arkadaşıdır.
Topi artık benimle
Yeni bir ev, yeni bir kafes onun için çok büyük değişiklerdi ve bu süreç onun için oldukça stresli olabilirdi, ancak beklemediğim bir hızla (sanki 40 yıldır orada yaşıyormuşçasına) krallığını ilan etti.
Mühendislik harikası kafesi içinde Topi Hanımın ilk dakikaları:
İlerleyen günlerde iyice rahatlamış şekilde evde serbestçe gezip sefa yaparken:
Daha laubali fotoğrafları bilahare yükleyeceğim :o)
29 Ağustos 2010
Church of the Cosmic Bunny
"Find your inner bunny" bölümüne koptum. İçim dışım tavşan olmuş zaten, "inner"ı kalmadı, yakında kulaklarım çıkacak :)
18 Ağustos 2010
Disapproving Rabbits
Tavşanını benim kadar çok seven ve komik bulan bir tavşanseverin projesi: Disapproving Rabbits, yani 'onaylamayan tavşanlar'.
Tavşanların suratına belirli bir açıdan bakarsanız ifade böyle yorumlanabilir: tamamen kınayıcı ve kesinlikle onaylamayan bir tavır. Gözlerdeki hafif küçümser kısıklık, dudaklarda memnuniyetsiz bir eğim, yanaklar ve gıdının poziyonundaki ağır ve dolgun hava. Özetle "hıh!" diyorlar, memnun değiller ve biz zavallı salak insanları kınıyorlar. Topi de bana böyle bakar bazen. Aman da aman, çok üzüldüm derim ben de :o) Uygun bir poziyonda fotoğraflarsam hemen bu blogu hazırlayana gönderiyorum: you have been disapproved from Istanbul! hah!
Disapproving Rabbits Blog
Orjinal sayfa
Yayınlanmış kitabı
1 Haziran 2010
28 Mayıs 2010
Pako'nun sayfasından
Gelelim yazıya. Kafes boyutu çok merak edilen ve yanlış yapılan bir konu. Boyut konusunda Pako'ya tam olarak katılmıyorum, önerim minimum 80 cm uzunluğu olan ve içinde minik klübesi olan kocaman kafesler. Bu konuyu sayfamda ayrıntılı olarak yazmayı planlıyorum zamanım olunca. Yardımcı olmak isteyen konu hakkında bilgisi ve deneyimi olan tavşan sahipleri (mesela kafes yapmış olanlar varsa aranızda) benimle iletişime geçebilirler her zaman.
Pako'yu çok seviyorum bu arada, Türkiye'de evcil hayvan bilincinin artmasına ne kadar yardımcı olduğunu biliyorum. Tavşanlar hakkında daha çok bilgi paylaşır en kısa zamanda umuyorum. E-mail atıp Topi'nin selamını söyleyeyim bare.
Buyrunuz:
"Tavşanlar için ideal kafes ölçüsü nedir
Tavşanların evde sağlıklı ve huzurlu bir yaşam sürecek şekilde beslenmesi için kafes koşullarının uygun olması gerek. Ülkemizdeki tavşanlar genellikle orta büyüklükte. Orta boy bir tavşan için ideal kafes ölçüleri standardı olarak 60-75 cm (en), 75 cm (boy) ve 45-60 cm (yükseklik) boyutları önerilebilir. Bu durumda yaşam alanı yaklaşık 0,20 - 0,30 metreküp olacaktır.
İdeal kafes ölçülerinin yanı sıra tavşanın yaşayacağı kafesin yapısı ve yeri ile ilgili olarak da dikkat etmeniz gereken konular var. Örneğin düzenli temizlenmesi gerektiğinden, uygun bir malzeme ile yapılmış kafesleri tercih etmelisiniz. İçinde tavşanın dinlenmesi ve oturması için ayrı bir bölüm hazırlamalısınız. Günün çoğunu bu bölümde geçireceği için zemin ayaklarına zarar vermeyecek pleksiglas, tahta ya da havlu gibi bir malzeme ile kaplanmalı. Zeminin bir bölümünde havlu kullanmaya karar verirseniz, tavşanın bunu kemirmeyeceğinden emin olmalısınız. Zeminin temiz kalmasını arzu ediyorsanız, tavşana biraz uğraşarak kafesin içindeki bir kaba tuvalet yapmasını öğretebilirsiniz. Tavşanlar için ideal çevre ısısı 26 derecedir. Bu nedenle kafesin onu soğuktan koruyacak bir yerde ancak iyi havalanan ve yüksek sıcaktan da koruyan bir alanda tutulmasında fayda var. "
17 Mayıs 2010
The Small Mammals Health Series - VeterinaryPartner.com - a VIN company!
Rabbit Behavior bölümünde "Why does my Rabbit..." kitabından bahsetmiş ki, bu benim de en sevdiğim tavşan bakımı kitabı.
The Small Mammals Health Series - VeterinaryPartner.com
28 Nisan 2010
Topi'nin projesi
Bu tüneli oluştururken kullandığı yöntemleri ve günlerce süren çabasını izlerken Topi'ye hayran kalmamak elde değildi. Tavşanlar doğada toprak altında yuva yaparlar. Uzun ince yolları olan yeraltı evleri inşa ederler. Yuvaların mutlaka iki girişi olur. A girişinde tehlike veya saldırı olursa B kapısından çıkabilmek için. Bu resimde de bu prensibin uygulandığını görüyoruz. Topi önce dışardan A kapısını kemirdi, daha sonra içeriden diğer uca giderek buradan B kapısını oluşturdu. A kapısından girip B kapısından çıkma prensibini böylece oluşturmuş oldu.
Tavşanlar ne kadar müthiş havyanlar değil mi? Topi'ye kimse bunu öğretmemiş olmasına rağmen bunu içgüdüsel olarak "biliyor" ve uyguluyor olması inanılmaz geliyor bana.
Bu fotoğrafı çekeli 2-3 hafta oldu. Şu an bu kutunin %30u kemirilmiş durumda :)
24 Nisan 2010
Karton tavşan evcikleri
5 Nisan 2010
Tavşanı yıkamak
2 Nisan 2010
Dev tavşanlar
Habere göre taşan 22 pound, yani 10 kilo üzerinde. Her tavşan bu kadar büyür mü? Hayır. Çünkü burada görülen tavşanlar özel bir tavşan cinsi. Normal bir tavşanın 3 katı büyüklüğünde.
1 Nisan 2010
tavsan.org tekrar karşınızda!
Sorun çözülünce sayfada değişiklikler ve yenilikler yapmaya kendi kendime söz vermiştim. Yaniii yeni bölümler yolda! :)
Yazmak istediğim yeni bölümler arasında tavşan cinsleri ve kafesler var. Hastalıklar bölümünü de zanginleştirmeyi planlıyorum. Başka önerisi olan ve paylaşmak isteyen varsa buraya yorum bırakabilir :)
30 Mart 2010
Tavşanlar ve aynalar
Topi ayna ile karşılaştığında önünde Kleopatra olup dalgın dalgın (hayran hayran?) kendisini seyrediyor. Bazı tavşanlar ise aynaya saldırma teşebbüsünde bulunabiliyormuş. Kırılmayan bebek aynaları ile denemekte fayda var. Acaba sizin tavşanınız ne yapacak ayna karşısında?
Bu konu bunspace.com'da bir fotoğraf yarışmasının konusuymuş. Fotoğraflara çok güldüm çünkü bizim Topi Hanfendi gibi 'manzara karşısı' keyfi yapan arkadaşlar varmış.
Mutlaka bakın. http://www.bunspace.com/contestwinners?contestid=6&all=1
21 Mart 2010
Paskalya
10 Mart 2010
Temizlik sorunları
Bugün yine konumuz tavşan poposu temizliği. Oldukça yaygın bir sorun ve bunun için özel terminolojisi var: Poopy butt, messy buttom, butt wash, vs... Topinin bu probleminin asıl nedenini bulmaya çalışıyoruz ancak bulana ve düzeltene kadar temizliği sağlamak zorundayım. Islak mendil ile silerek bunu sağlamaya çalıştım ama geçen hafta sonu gerçekten yıkamaya karar verdim. Bir tasın içinde evcil hayvanlar için özel satılan şampuan ile bir köpüklü ılık su hazırladım (4-5 santim derinliğinde). Sonra Topi hanımefendiyi bu suyun içinde sadece alt taraflarını olmak üzere yıkadım. Daha sonra aynı işlemi şampuansız su ile yaparak duruladım. Güzelce kurulayarak sıcak bir odaya bıraktım kendisini. Okuduğum kaynaklarda saç kurutma makinesini en düşük dereceye getirerek kurutmayı tavsiye ediyor (http://www.bio.miami.edu/hare/buttbath.html) ama ben Topimi bir gün içerisinde bu kadar strese sokmak istemedim.
Şaşırdığım şey Topinin çok uslu durması ve bana kızmamasıydı. Yıkanmak hoşuna gitmiş olabilir mi? Bilmiyorum. Okuduğum kaynaklarsa çok strese girdikleri söyleniyor ama bizimkinin hiç öyle bir hali yoktu. İnsan bebeği poposu yıkama işlemine çok benziyor, tek farkı bunun kuyruğu var :)))
9 Mart 2010
1 Mart 2010
Yaşam alanı alternatifleri
Paneller ile yaratılmış bi tavşan odacıklarının yararları:1- Tavşanın evden ayrılmamış olması, sahibi ile iletişimin kesilmemesi
2- Kafesten daha büyük olması ve tavşana özgürlük sağlaması
3- Temizliğinin kolay olması
4- Evin herhangi bir yerine konulabilmesi
5- İhtiyaca göre büyültülüp küçültülebilmesi, yükseltilebilmesi
6- Tavşanın saklanabileceği odacıklar veya katlar yaratılabilmesi
Bu panellerden Türkiye'de satılıp satılmadığını bilen var mı?
12 Şubat 2010
Topi ve ben
9 Şubat 2010
Tavşanlar yıkanır mı?
Normal şartlarda yıkanmazlar. Fakat çok özel durumlarda, gerçekten çok pislenmişse yıkanabilir. Özel durumlar:
1 - Poopy butt sorunu, yani popoda dışkı kalması. Bunun mutlaka çıkartılması gerekir. Genellikle yedikleriyle ilgili bir soruna işaret eder. Kuru ot ile beslenmeyen tavşanlarda oluşabilir.
2 - Anüsünde bulunan koku bezelerinin çok fazla çalışması, ki bu tavşanın kendisini çok iyi temizlememesinde sorun oluşturur. Temizlenmesi gerekir.
3 - Kensini iyi temizlemesi: sebebi yaşlılık, bozuk psikoloji veya fazla kilolar olabilir
Her üç durumda da kokulu ve kirli bir tavşanınız olacaktır. Suyun altına sokmak veya su dolu bir yere sokmak yerine ıslak bez ile silmek tercih edilmelidir. Tavşanlar sudan çok korkup şoka girebilir, üşütebilir, veya kürkündeki hassas denge şampuan vs.. gibi etkenler ile bozulabilir. Ek bilgi: tavşanlar yüzebilirler ama bu onlar için çok streslidir. Her zaman için istisnalar vardır, yüzmeyi çok seven tavşanlar da vardır.
Topi ameliyattan sonra 'kokulu' bir tavşan oldu. Kendisini yeterince temizlemiyor. Veterineri fazla kilo ile alakalı olabileceğini söyledi fakat kilosunda ameliyat öncesine göre bir değişiklik yok. Sorunun kaynağını halen araştırıyorum.
Koku durumuna müdahalem ise Topi'yi temizlemek oldu. Bunun için yağtığım evcil hayvan şampuanlı çok ıslak bir bez ile arka ayakları, kuyruğu ve popsunu silmek, başka bir bez ile durulamak, son olarak bir havlu ile kurulamak oldu. Çok tepki göstereceğinden korkmuştum, işlemin sonlarına doğru biraz homurdanarak şikayet etti. İşlem bittikten sonra ise kaloriferin yanında yatarak kendisini kuruttu ve yalanarak temizlendi. Yapmak istediğim kendi kendisini temizlemesini sağlamaktı. Bunu başardım. İşlemi gerçekleştirirken mutlaka latex eldiven giymenizi, tavşan için havlu ve bol ıslak mendil bulundurmanızı öneririm.
Konu ile ilgili bazı kaynaklar:
http://www.ontariorabbits.org/
http://www.fuzzy-rabbit.com/
http://www.hopperhome.com/
http://www.veterinarypartner.com/Content.plx?P=A&A=3012&S=1&SourceID=43
1 Şubat 2010
Hmmmy
Buyrun okuyun bu şirin yazıyı:
http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=13574618
25.01.2010
Uyarıyorum...
Leo Buscaglia kıvamında, içinize kıyacak bir yazı okuyacaksınız.
Bugün böyle.
Lütfen hazırlıklı olun.
*
Az önce Marie Do’daydım.
Takı yapan bir arkadaşım, evinden yürüttüğü böyle küçük bir işi var.
Dubai’de çocuklarını büyütürken sıkılmamak için yaptığı bir şey, üç beş kuruş da kazanıyor, öyle büyük hırsları filan yok. Arada “Marka filan olmak istemez misin?” diyorum, “Amaaaan boş ver, kim uğraşacak!” diyor.
Ben de bilezik/ bileklik manyağı olduğum için, ikide bir soluğu onda alıyorum.
Gümüş, altın madalyonları deriye, renk renk iplere filan takıyor. Çok zevkli bir kadın. Ben esas olarak kaligrafisini seviyorum, madalyonların üzerine elle yazıyor. Ne yazık ki artık tüm dünyada makineyle yazıldığı için Marie Do’nunkiler sanat eseri gibi oluyor. Aleti var, “Hadi ne istiyorsun? Bu bilezik, bu kolye kime? Ne yazayım?” diyor, ne istiyorsam yazıyor.
*
Bugün ondan istediğim şeye şaşırdı, “Nedir bu?” dedi, “Kolye için dar, bilezik için bol...”
“Tasma gibi bir şey” dedim, “İstediği zaman takar...”
“Anlamadım, kim takacak?” dedi.
Birden uyandı.
“Haaa sizin tavşana bu...”
“Evet...”
“Adı neydi? Hmmmy’di değil mi?”
“Evet ama Hmmmy Boy yazalım” dedim.
“Oooooo, siz işleri ilerletmişsiniz, aileden biri olmuş” dedi.
“Evet” dedim, “Bizim ailenin son ferdi...”
*
“Sizinki kedi gibi” dedi Marie Do, “Hiç vahşi değil. Isırmıyor, tüyleri de çok parlak...”
“Evet” dedim evladını anlatan annelerin gururuyla, “Allah’a şükür sağlığı da, keyfi de yerinde. Geçen gün veterinere götürdüm. Baştan aşağı baktı, en az 11 yıl yaşar, turp gibi maşallah” dedi.
Devam ettim, “Ama biliyorsun bütün ev onun, bahçede özgürce dolaşıyor. Karışanı edeni yok. Gündüz bahçedeki çimleri yiyor, bazen hortumla yıkıyorum onu, sonra güneşte yatıyor, kuruyor...”
Sustur susturabilirsen beni, “Tabii tavşan bu, her şeyi yiyor, geçen gün de, bahçe kapısının altını yiyip evden kaçmış, ben İstanbul’dayken, çünkü meraklı, her şeyi merak ediyor, öğrenmek istiyor, kapının arkasındaki dünya nasıl, orada neler var. Allah’tan uzağa gidememiş. 4 ev sonramızdaki bahçeli evin sahipleri, birden böyle parlak şahane bir şey görünce hemen sen gel bakalım demişler, çocukları pek sevmiş, gitmişler bir de tavşan otu, maması filan almışlar, bizimki evin prensi olmuş. Ama sonra fark etmişler ki, bu uzun kulaklı tavşan, insana hiç yabancılık çekmiyor, kaçmıyor, oynuyor, gel diyorsun geliyor, git diyorsun gidiyor, ‘Bu herhalde bir evden kaçmış olmalı’ diye düşünüp, fotoğrafını çekip, ‘Bu arkadaşı tanıyor musunuz?’ diye kapı kapı dolaşmışlar. Bizim evin kapısını çalınca, Maricel çığlık atmış, ‘Hmmmy Boy’un fotoğrafı sizde ne arıyor?’ diye. “Sizin tavşan evde mi?’ diye sorunca, bahçeye bakıyor, evin her tarafını arıyor, yok diyor...
Bir koşu gidip, Hmmmy Boy’u kulakları düşük süklüm büklüm eve getiriyor.
Bizimki farkında yani suçunun...
*
Bütün bunları masal gibi dinledi Marie Do.
“Hiç mi zorluğu yok mu bu işin? Her şeyi mükemmelmiş gibi anlatıyorsun...” dedi.
“Olmaz mı? Var tabii” dedim, “Hiçbir şey kolay değil ki hayatta... Ama seversen, gocunmadan o bedellerini ödüyorsun. Küçük küçük kakalar yapıyor, arkasından topluyorum, üstelik titiz bir adamla beraberim, o görmesin diye canım çıkıyor, ev kokmasın diye her şeyi yapıyorum, sadece ben değil, hepimiz. Çalışma odamdaki o yuvarlak, modern kırmızı kanepe artık onun, üzerine sürekli naylonlar ve havlularla kaplı. Bahçedeki bütün çiçekleri yiyor, saksıların üzerine çıkıyor, toprağı oraya buraya atıyor, yaramaz ve oyuncu. Sonra üst kat takıntısı var, orada neler olduğu öğrenmek için canını veriyor, o yüzden sevgilimden gizli bazen çıkartıyorum bir dolaşsın da rahatlasın diye. Yemediği telefon, bilgisayar kablosu kalmadı, bazen internette çalışırken, hatta telefonda konuşurken küt diye kesiliveriyor, artık merak bile etmiyoruz ne oluyor diye, biliyoruz ki Hmmmy Boy yiyor. Salondaki masanın kenarlarını yedi, değiştirdim, bir de evi güzel olsun diye uğraşan biriyim, takarım, ama yine de... Hmmmy Boy bu, bizim ailenin yeni ferdi, ona bayılıyorum, bu anlattıklarımın hiç önemi yok. Yazı yazarken ayağımın altında yatıyor, gıkını çıkarmadan, nereye gitsem evde zıp zıp zıplayarak peşimden geliyor, kucağıma alıp öpeyim diye yapmadığı numara yok...”
*
Yüzünden bir bulut geçti Marie Do’nun...
“Gel sana bir şey göstereceğim” dedi.
Mutfağa götürdü.
O da ne!
Bir sehpanın üzerine bir kafes koymuşlar.
Kuş kafesinden hallice.
Ve içinde Hmmmy gibi bir tavşan.
O kadar üzüldüm ki...
İçim parçalandı.
Ben 40 saattir ona, sevgiyle büyütülen bir varlıktan söz ediyorum, havyan demeye bile dilim varmıyor...
Ve Charlie’ye bak...
Size yemin ederim kötü bakıyordu.
Aksi, ters, nemrut...
Ama onun suçu değil...
Mutsuzluktan, sevgisizlikten öyle bakıyor.
“Bu ne ya?” dedim.
“E bizimki kafeste” dedi biraz mahcup.
“Pardon ama dönemiyor bile bu kafeste” dedim.
“Evet biraz küçük...” dedi, “Her şeyi yediği için kafeste. Bir de zaten insan sevmiyor, çok agresif, kendini de sevdirmiyor, okşamak istesen ısırır...”
“İnsaf Marie Do” dedim, “Seni de böyle bir kafese koysam, sen de herkesi ısıran bir şey olursun. Bir Hımmy Boy’u düşün, bir Charlie’yi... Ne yapsa haklı” dedim.
Ve ekledim: “Sizi bunu sevmiyorsunuz, mesele bu, bırak gitsin, ya da veteriner ona başka bir aile bulsun...”
*
Yazının Leo Buscaglia kısmını gelirsek...
Şu hayatta her şey sevgi, yemin ederim öyle, evrenin sırrı-mırrı denilen şey de bu, sevilen her varlık güzelleşiyor, akıllı hale geliyor, parlıyor, parıldıyor, ışıldıyor, gözleri bir başka bakıyor; sevilmeyen herkes de insan, hayvan hiç fark etmiyor Charlie’ye dönüyor, rengi soluyor, saçları matlaşıyor, aksi, saldırgan, ısırgan bir şey oluyor.
Her gün hepimizin belli bir miktar okşanması gerekiyor.
Birilerinin bize ve bizim birilerine sarılmamız gerekiyor.
Bizi seven bir başkasının sıcaklığını hissetmemiz gerekiyor.
Yoksa...
İyi olmuyor.
Hatta çok kötü oluyor.