30 Aralık 2007

The eternal essence of rabbit

Sadece tavşan karakterilerinden oluşan bu çalışmaya koşunuz bakınız. Tavşan karakterinin çizgifilm ve karikatür dünyasınca suyunun çıkarıldığını biliyorumdum ama BU KADAR çok tavşan karakterini bir arada görünce zevkten eridim :)

"No other living creature features as heavily in contemporary character design and art as the humble hare. But what exactly makes bunnies so irresistible to artists, designers and illustrators worldwide? Depending on the viewers’ cultural context rabbits can symbolise anything from insanity, alertness, defencelessness, all the way to promiscuity, magic powers and utter innocence. By condensing the endless variationsa of the rabbit motif into one ultimate system - a perfect bunny mandala - the true nature of the beast emerges: the eternal essence of rabbit."

6 Kasım 2007

Fifi wears Chanel

Tavşanlar da modayı takip eder!

http://www.etsy.com/view_listing.php?listing_id=7300089

31 Ekim 2007

Niyetçi Topi kabilesi


Fazla söze gerek yok. Pazar günü Sultanahmet'te Topimizin çok benzerini niyet çekerken bulduk. Topimizi almasak o da niyetçi olacaktı --aile mesleği. Makbule(ymiş adı) çok zayıf, çok kirli, çok aç fakat çok insan canlısı bir tavşancıktı. Niyetçi adamın daha 7 tane daha tavşanı varmış. Bizde de bi tane olduğunu söyleyince "bi tane daha ister misiniz" diye sordu. Topinin cep telefonumdaki resmini gösterdik. Hakkaten aynısıymış diye hayret etti ve çok güldü. Ona ödül olarak havuç yedirdi ve bize havuçu almak için yaptığı numaraları gösterdi. Makbulecik fena halde açtı anlaşılan.

11 Ekim 2007

Oda servisi

Efendim, uzun bir aradan sonra Topi ve icraatleri ile yeniden karşınızdayız: Vukuatın sahibesi balrol oyunmuz tavşan Topi Hanım efendinin bizler evde yokken ne yaptığını merak edenler için hemen aşağıdaki resmi sunuyorum:


Yukarıdaki resimde gözülmekte olan emektar süpürge daha evvel de ucundan tadına bakılmak suretiyle kemirilmiş ancak hiç bu kadar kayıba uğramamıştı. Buradan çıkartılacak sonuç: İşbu yukarıda adı geçmekte olan bazı kemirgenler evde kimsenin olmamasını fırsat bilmiş, mağdur süpürgeyi alaşşağı etmiş ve layığınla kemirmiş, parça pinçik etmiş; anlaşılan o ki, müthiş eğlenmiştir.

Bu manzara ile karşılaşmam akabinde odayı temizlemek üzere Topi Hanımefendi'yi babamın odasına aldım. Odayı süpürgenin geri kalan kısmı ile süpürürken "kemirgen" kelimesi hakkında düşünecek fırsatı buldum. Malumunuz, tavşanlar hayvan dünyası içerisinde kemirgen ailesine değil "tavşangiller" ailesine aittirdiler. Kemirgenler, yani fare, köstebek gibi hayvanlarla uzaktan akrabadırlar. Pekiiiii bu bilgileri okuduk, öğrendik, iyi hoş da... Tavşan kadar kemirme meraklısı bir canlı 'kemirgen' değilse, kemirgeni nasıl tanımlıyoruz acaba? Burada isimlendirmede büyük bir hata yapılmış olduğunu düşünmekte haksız mıyım acaba? Kemirgenlere faregiller denip tavşangillere hakkıyla kemirgenler denmesi gerekirdi belki de, zira kendileri bu sıfatı hakkedebilecek performansı çok kolayga göstermekteler. Biliyorum, görüyorum, bkz: yukarıdaki resim.

Oda temizliği bittikten sonra kapıyı açınca şu manzara ile karşılaştım:



Ortalığı boş bulan kızım sandalyede akşamuştü şekerlemesi yapmakta. Bu manzara karşısında "62den tavşan yapma" konsertinin Topi hanımefendi (ve gıdısı) için "82den tavşan yapmak" olarak revize edilmesi gerektiğini düşündüm. :)))))

Kendisi bu şirinliği sebebi ile tarafımdan hunharca sıkıştırılmış, sevilmiş ve öpülmüştür.

16 Eylül 2007

Bad Hare Day


Hakkaten jöle, köpük, fön hiç birşey yaramaz buna. hihoho :)
(flickr'dan alınmıştır)

6 Eylül 2007

Badem


Ben badem çok severim. Topi de badem çok seviyor. Yarısını düşürüp sonra "yaaa bademim nerde yaaa" diye arandığı için elimden yediriyorum kızıma. Minik burnunu ve bıyıklarını avucumun içinde hissetmek, çıkarttığı katır kutur seslerini dinlemek çok zevkli. Kendim badem yerken Topi'ye de ikram etmezsem boğazımdan geçmiyor.

Bu arada.. Topi ilk bize geldiğinde kulakları badem kadardı yahu :) Bunu daha önce söylemiş miydim? İkinci baskı olmasın. Ama öyleydi n'apiyim :) Kendi de portakal kadardı. Hala inanamıyorum o minnacık "şey"in bu kadar büyümesine ve hayatımıza girmesine. Bu sabah kahvaltida annemle yine komik bir Topi anektodu üzerinden geçerken bir an "Topi olmasa biz ne yapardık?" diye düşündük. Hatta Topi olmadan biz ne yapıyormuşuz. Topiyi çok seviyoruz. Bu kadar.

4 Eylül 2007

e-mail (Irmak & Topik)

2 gün evvel gelen çok şeker bir e-mail. Hemen yayınlamak isterim. Topiler çoğalıyor :)

" İyi günler. Benim adım Irmak ve 13 yaşındayım.

Bende evde 4 aylık bembeyaz bir tavşan besliyorum. Öncelikle böyle bir site açtığınız için size çok teşekkür ederim.tavsan.org sayesinde tavşanlar hakkında çok bilgilendik. Ve ben de tavşanımın adını (Eğer kızmassanız) Topi koydum. Ve o bizim bir tanemiz evimizin neşe kaynağı. Zaten biz ailecek hayvanları çok severiz. Sert biri olmasına rağmen sevgi dolu olan babam bile artık her işten geldiği zaman Topi'ciği kucağına alıp seviyor . Hatta ona takma bir isim bila taktı. Tavsan ''TOPİK'' :)))Ve size bitanemiz Topi 'nin resimlerini yollamak istiyorum.Bakarsanız sevinirim. Ve son bir şey sormak istiyorum. Ben Topi yi kucağıma alıp sırt üstü yatırınca neden se hep uyuyor neden acaba???

Tekrar iyi günler dilerim

ve tavsan Topi'ye selamlar=)))"



16 Ağustos 2007

Funny bunny


İşte sosyopat tavşan karakteri Funny Bunny. Offensive ve "ow"olmaya özen gösteren 'sevgi dolu' mesajları var kendisinin.

12 Ağustos 2007

Rabbit - Run Wrake

Bu senenin en başarılı animasyonlarından biri. İki çocuk bir tavşan avlayıp karnını keserler ve tavşanın karnının içinden bir idol çıkar, olaylar gelişir... Festivallerden en iyi kısa film, animasyon ödüllerini toplayan bu animasyonu şiddetle tavsiye ederim. Yaratıcının website'ı da burada.

10 Ağustos 2007

Kemirgen bölüğü

Gün içinde iş yerindeyken birden Topimi özleyiveriyorum. Evde beni bekleyen minicik tavşanım aklıma düşüyor. Minik, şirin yüzünü hayal edip gülümsüyorum. O an yanında olup sarılmak, kucağıma alıp yanak yanağa durmak, kalbinin atışını ve nefesini hissetmek istiyorum fena halde. Yanımda olmadığı için kederlensem bile onun o minik hayali beni mutlu ediyor. Kendisi kadar yumuşak, temiz, fluffy, hafif bir pozitif eneji bulutu yüreğimin üstünden geçiveriyor sanki, sıkıntıları hafifletiyor... Ve gülümseyerek işime geri dönüyorum...

29 Temmuz 2007

Gelen e-maillerden

Gelen e-maillerden seçmeler. Tavşan sahiplerinin akıllarına takılanların özeti diyelim.

From: sabbat
To: ipek @ tavsan.org
Sent: Friday, July 27, 2007 6:29 PM
Subject: şeker hüsnü

merhabalar.bu mail i size izmirden atıyorum.bir tavşanım var adı hüsnü. çok şekerdir.sitedeki bilgiler çok işimize yaradı teşekkürler...

From: Özge Erdöl
To: 62 @ tavsan.org ; ipek @ tavsan.org
Sent: Sunday, July 22, 2007 1:46 PM
Subject: singapur tavşanı

İyi günler. Tavşanlarla ilgili hazırladığınız sitenizden oldukça bilgi edindim size çok teşekkür ederim öncelikle. Size sormak istediğim şey şu ki, acaba bir tavşana bakarak onun singapur tavşanı olup olmadığını anlayabilir miyim? Sokakta tavşanlara niyet çektiren adamlardan birinden singapur tavşanı olduğunu söylediği bir tavşan almaya niyetlendim ama sonradan büyürse ne yaparım bilmiyorum. Ekte fotoğrafını gönderiyorum siz anlarsınız belki. Şimdiden teşekkürler.

From: "fırat güleroğlu"
Sent: Saturday, July 21, 2007 10:11 PM

İyi günler Sitenizde tavşanla ilgili açıklamalarınızı okudum teşekkür ettim. Fakat kendımde olanı size anlatmak istiyorum 1,5- 2 senedir bir erkek tavşan besliyorum tuhaftır tuvalet eğitimi var yani kesinlikle eve tuvaletini yapmıyor ve 1.5- 2 senedir kızım ilgileniyor sitenizde yayınladığınız yazıyı okudum insanlar bu sevimli hayvanları tuvaletini evlere yaptıgı ıcın bakamıyorlar fakat su an elımdekı tavşan bu şekilde iletişime geçebilirsiniz benimle teşekkür ederim hayvansever dostlara.


From: "elif öz"
Sent: Friday, July 20, 2007 4:52 PM
Subject: tavsan tüyü

Merhaba benm 7 aylık bir tavsanım var ve kucağıma alıp bıraktığımda tüyleri üzerimde kalıyor.Tavsan tüyünün herhangi bir zararı var mıdır?Herkes kist yaptığını söylüyor.yardımcı olursanız sevinirim



Topi'ye mektup

Sevgili Topim,
--pardon, girişi revize ediyorum:--

Bak Topi,

Varoluşunla çelişiyorsun. Sen bir tavşansın. Fluffy, şirin ve cici bir varlık olmak üzere dizayn edilsin. Avusturalya kıtasını talan etmen gibi müsibetliklerinin dışında ırkının karakteristik bir sorunun olmaması lazım. Bir tavşan olarak olayın cici, komik ve şeker olmak olmalı. Sessiz sedasız hoplayarak ve kemirerek varolmak durumundasın. Bunu kabul et artık. Nedir bu afra tafra anlayamıyorum. Sorun erkek arkadaşının olmaması mı? Peki haklısın. Ama yapılacak birşey yok. Artık bu gerçek ile yüzleş: You are not gonna have any boyfriend. There aren't any around. Olsa tükkan senin. (kendime ve tanıdığım bi çok hatuna söylüyorum bunu bu aralar, konuya hakimim o yüzden). Başka şeylere kanalize et içindeki enerjini. Beni sev, cici ol, yanına geldiğimde hemen zıplayarak gel ve beni öp. -şeklindeyim. Çünkü ben seni çok seviyorum ve böyle yeterince keyifli olmadığını görünce çok üzülüyorum. Konuya mantıksal yaklaşmak durumundayız. Duygusal davranamayız. Anladın sen beni.

Ergenliğindeki sevgi dolu, heycanlı ve neşeli haline dönmen dileği ile.

9 Temmuz 2007

Kirpilere hadlerini bildirmek lazım


O dil nedir, o kocaman gözler nedir, o badem kadar kulaklar nedir. Kirpiyle uyumları harika, ikisinden de istiyorum. Bu kadar da şeker olun mu canım. ayıp.
Foto için Krisçime teşekkürler ve öpücükler.

Bunnysutra


Swatch, bana sorarsanız, olayı özetlemiş. Topiciğim görmesin bunu :) Teşekkürler kiraz.

Perde arkası


Şekil 1A: Salona gelip perde arkasında serilip uzanmış keyif yapan ve saklanmış olduğunu zanneden bir tavşan. Perdenin aşağısından taşmış göbeğin ihtişamına dikkat çekmek istiyorum!

28 Haziran 2007

Sıcaklar


Topicik sıcaklar yüzünden perişan. Bütün gün şekil 1 A da görülen pozisyonda. Sadece mermerin farklı bölgelerine geçiyor arasıra. Odasının kapısının önüne mütiş bir konstüksiyon yapıp odamdaki klimanın onun da odasını soğutmasını sağlamaya çalşıyorum. Şimdi de etrafımda acele acele bi yerlere koşturuyor. Ne işi varsa artık... Pofidik oluşum.

21 Haziran 2007

Bunny with a pancake on it's head!

İşte karşınızda bir internet fenomeni: Oolong, kafasının üstünde pancake olan tavşan!


Oolong, Japon fotoğrafçı Hironori Akutagawa'nın tavşanı(ydı). Internette yayınlanan foto-günlüğü Internet magazini Syberpunk'da yayınlandıktan sonra ünlü oldu. Bu tavşanın özel hüneri başının üzerinde objeleri dengeleyebilip düşürmeden tutabilmesi. Özellikle Amerika'da epey popüler olduğu konusunda söylenenler doğru, zamanında ev arkadaşımın e-maille bunu bana gönderdiğini hatırlıyorum. Kim bilirdi birgün bu tavşanın çok benzerinden bende olacağını?

19 Haziran 2007

Bi tavşan gördüm sanki


Akşam yemeği öncesi Topi hanım. Psikolojik olarak çok yıprandığı için bonus kuru buğday da verildi -çok sever-.

Bu aralar çok ürkek (müzik sesinden bile hemen kulaklar havaya kalkıp alert pozisyon alınıyor), ancak sevilmeye doyamıyor. Sistit kazaları yüzünden kucağa alamıyoruz kendisini. Bu yüzden iki büklüm olup yere eğilerek dakikalarca özel olarak seviyoruz. Bir elimin mutlaka başının üstünde olmasını taleb ediyor. (İşbu talep işlemi şöyle olmakta: Sağ elimle onu severken başını özel olarak boşta duran sol elimin altına sokuyor) Masaj servisi şeklinde. Keyiften dişler gıcırdatılıyo, kafa yere yapışıyor, gözler kapanıyor... Kedi olsa mırlardı. Bana öyle geliyor ki kendisi hayatını bu poziyonda geçirebilir.

18 Haziran 2007

Sistik - PartII

Son durum: Konuştuğumuz üzere sabah Topi'yi idrar tahlili alınmak üzere veterinere bıraktım. Başına gelecekleri anlarmış gibi kutusuna girmemek için çok direndi. Sakinleştirmek için ne yaptıysak olmadı. Sonra veterinere götürüp kutusunun içinde teslim ettim. Dışarı çıkarken onu orda bıraktığım için öyle içim burkuldu ki anlatamam. Çok acil işlerim olmasa 3 saat onunla orada beklerdim. Korkudan kutusunun içinden minnacık olmuş bir köşede top gibi oturmuş... Titreyip duruyor, gözler kocaman açılmış... Çok kötü oldum. Dolmuşlara doğru ilerlerken yolda ağlayacaktım. Bunları yazarken bile çok kötü hissediyorum. Yazık canım, neler çekti...

Tahlil sonuçlarını 2-3 gün içerisinde verecekler ve tedaviye başlanacak. İdrar yollarında enfeksiyon olduğu kesinmiş, umarım başka birşey çıkmaz. Tedavinin ayrıntılarını da yine buradan anlatacağım. Nedir bu kadınların sistitten çektiği diye sorarak bitiriyorum bu yazımı.

Haber (BBC): Milan airport shut by hare plague

By Mark Duff
BBC News, Milan

Policeman at Linate with trapped hare, 17 June 2007
Some 80 hares are thought to be causing the disruption

Officials have been forced to suspend flights into an airport in the Italian city of Milan due to a plague of hares.

The animals invaded the runways at Milan's Linate Airport - and affected the operation of vital equipment.

Airport bosses are baffled as to why the hare population at Linate has risen so dramatically in the past few months.

Whatever the cause, the result has been chaos - in the past two weeks alone, two hares have ended up beneath the wheels of charter planes.

Unusual step

Hares have plagued Milan's Linate Airport for months

They have also confused the ground radar that is meant to prevent a repeat of Italy's worst ever air crash, which left 118 people dead, at Linate in 2001.

Things have become so serious that officials have taken the unusual step of closing Linate for three hours - from first light on Sunday - while a team of local wildlife experts try to catch the 80 or so hares that have been causing the problem.

The hares will be taken to nature reserves around Milan - though officials have warned that they have not ruled out a cull if this fails.

Linate is the airport of choice for anyone wanting a quick trip into Milan - lying as it does just five kilometres (three miles) from the city centre - unlike the city's other airports which can often take more than an hour to reach on the area's congested motorways.

Hares are not the only natural hazard to afflict Linate: it's also prone to bouts of dense fog.

16 Haziran 2007

Sistit

Bugün Topi'yi veterinere götürdüm. Tırnak kesimi ve genel check-up yapıldı ve asıl sorunumuz görüşüldü: Son zamanlarda olan ciş kazaları ve genel moral bozukluğu. Maalesef şüphelerim doğru çıktı. Topi büyük ihtimalle sistit olmuş. Keyifsizliğinin de nedeni büyük ihtimal bu ve mevsim değişikliğiymiş. Sistiti kesin doğrulamak için idrar testi yapılması gerekecek. Tüpte idrar verilmesi lazım yani. Hmmm... Buyrun bakalım. Bir tavşanı nasıl tüpe işetirsiniz? Ben bile idrar testi verirken hoppalaaa oluyorum, tavşanı nasıl halledicez? Dedi ki, hafta içi bir gün kliniğe getireceksiniz, 3-4 saat bizde kalacak ve biz ya masajla ya da sondajla idrar örneğini alacağız. Hç hoşlanmayacak bu işten biliyorum, ama napalım. Bu çiş meselesi hiç hoşuma gitmiyor. Nazar valla nazar. Sistit episodunu geride bıraktıktan sonra odası toptan dezenfekte edilecek. Çişsiz ve keyifli bembeyaz bir sayfayı açıyoruz Topi'ciğimizin hayatında.

Adı Soyadı: Topi Aytar
Cinsi: Sidikli, afralı-tafralı, huysuz, tepkili, trip atan, gri-beyaz, hollanda kemerli tavşanı
Yarışmacılara mesajı: "Beni yalnız bırakın", "Uğraşamam sizinle", "Beni odama götürün çişim var"

14 Haziran 2007

Nuh'un gemisi

Bunu bilmeyen yok herhalde ama olsun, yine de ekleyelim blogumuza. Eee, genetik olarak bu mümkün olsaydı şu an hepimizin kocaman kulakları olurdu. Kesin.

13 Haziran 2007

Wallace and Grommit'in başının belaları


Bu filmdeki arsız tavşanlara aşık olmuştum. Ne kadar da şen, salak ve şekerlerdi. Kasabanın en büyük derdiydiler aynı zamanda. Tiplere bak!Neyse, ben o tavşan karakterlerine bayılmıştım özetle.


Bu minik heykelciği iki hafta evvel Paris'te çizgi film karakterleri satan bir dükkanda bulup almıştım. Şimdi evde elimde onunla geziyorum, Topi'ye küsüm çünkü. Neden diye soracak olursanız... sonra anlatırım, şimdi tavşanıma küs olduğum için depresyondayım. :) Artık bu minik tavşanı sevicem, hıh.

11 Haziran 2007

Bunny Suicides

"The Book of Bunny Suicides: Little Fluffy Rabbits Who Just Don't Want To Live Any More (2003) is a collection of mostly one-image black comedy cartoons drawn by author Andy Riley. It was a bestseller." (WikiPedia)







:P


9 Haziran 2007

Haber (Hürriyet): Akdamar tavşanına sürgün

Akdamar adasında tavşancıklar restore edilmiş bir manastırın altını kazmak suretiyle ilgililerin epey başlarını ağrıtıyormuş :) Aynı durumun İskoçya'daki eski şatoların başına geldiğini okumuştum. Acıkçası ben hiç şaşırmadım. İnsanlar tavşancıkların üreme hızı karşısında ne kadar çağresiz kalıyorlar buyrun.

Haberin tümü: http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=6662852

Açılış

Blog fikri aklımda uzun zamandır vardı. Aldığım güzel e-mailleri ve sağda solda bulduğum tavşan haberlerini sürekli website'a koymak çok zahmetli olduğundan blog yapmaya karar verdim ben de. Topiciğimin ve tavsan.org'un minik dünyasının günlüğü gibi olsun.

Ha bir de, sadece tavsan.org dan kopyalanmış metinle yayınlanan bir yığın blog ve website buluyorum. İnternette bilginin bu kadar likit ve yayılabilir oluşu çok hoşuma gidiyor. Tavşan ilgisi insanlara bulaşırabilmiş olabilir miyim? Sevinsem mi? Dünyayı ele geçirme planımızdan haberleri yok tabii :) Bir de her yerde babam ve Topi'nin resmini görmek çok komiğime gidiyor :) Birgün o websiteları da matrak olsun diye diğer blogları da buradan yayınlarım. İlk line da hepsinde aynı: "Tavşanlar crepuscular canlılardır..."

Şimdilik bir tavşan karikatürü ile bitireyim.