7 Şubat 2012

Dünya kısırlaştırma günü (World Spay Day)




Şubat 28, Humane Society tarafından desteklenen dünya kısırlaştırma günüdür. Bu günün amacı hayvanların kısırlaştırılması hakkında bilinci arttırmak ve bunun önemini vurgulamaktır. Sokağa atılmış, ölüme terkedilmiş hayvanların sayısını azatılması ve kontrolsüz çoğalan hayvanların artmasınının engellenmesi amaçlanır. Dünyanın çeşitli bölgelerinde bu günde düşük üçretli kısırlaştırmalar yapılarak bugüne özel aktiviteler düzenleniyor. Türkiye 'de bildiğim kadarıyla bu konuda hiç girişim yok ve bir dernek tarafından desteklenmiyor. Özellikle İstanbul 'da artan sahipsiz sokak köpeği sayısı düşünüldüğünde bunun ilginç olduğunu düşünmeden edemiyorum.




Ben de bu gün vesilesi ile kısırlaştırma konusundaki düşüncelerimi paylaşmak isterim:

1. Bakılmayacak yavruların üretilmesini insani bulmuyorum. Doğacak yavruların bakımı sağlanamıyorsa sokağa atılır ve hiçbir canlı sokağa atılmayı ve acı çekmeyi hakketmez. "Eşe dosta veririz" gibi garantisi olmayan rahat düşünceler bana göre sorumsuzca kurulmuş cümleler. Eşe dosta verince iş bitiyor mu? Ya onlar sokağa atarlarsa? Ya iyi bakmazlarsa? Ve almaktan vaz geçerlerse?

2. Üreme ile ilgili "evcil hayvanım bir defa olsun bunu yaşasın" gibi cümleler çok duyuyorum. Hayvanın üremesi ile empani kurulmasını anlıyorum, ancak doğacak ve sokağa atılacak yavrular ile empati kurulamamasını anlamıyorum.

3. Tavşan sabipleri: Tavşan üreme hızı konusunda adı çıkmış bir canlıdır (bkz. Playboy tavşanı, bkz: Avusturalya tavşan felaketi). Bir tavşan her doğumda 6-8 arası yavru üretiler. Hamilelik 31 gün sürer. Doğumdan sonra çok kısa bir süre içerisinde tekrar hamile kalırlar. Matematiği kuvvetli olanlar 1 sene içerisinde 2 tavşandan kaç adet tavşan üretilebileceği konusunda hesabı yapıversinler artık. (100 üzerinde diyebiliriz) Yani tavşan üremesi şaka değil. Gerçekten.

4. Bir canlıya evde bakıyorsanız onu zaten doğal ortamından ayırmışsınızdır. Hem evde besleyip hem de "doğallığını bozmamak için kısırlaştırmamak" mantıklı bir bakış açısı değil. Hem eve alıp hem de kısırlaştırmamak hayvana yapılan bir haksızlık. Doğallık konusuna bu kadar takılıyorsanız evinize almayın o zaman olsun bitsin demeden geçemiyorum ve buraya kocaman bir smiley koymak istiyorum. :)

5. Kısırlaştırılmayan dişiler rahim kanseri ve pyometra gibi hastalık riski altındadırlar. Kısırlaştırılmayan erkekler çok agresif olur. Kısırlaştırılmayan hayvanlar kızgınlaşma döneminde psikolojik olarak çok zorlanırlar. Boş yere acı çekerler, aksi ve mutsuz olurlar.

6. Kendi tavşanımdan örnek vermek istiyorum: Topi 'yi zamanında ksıırlaştırmadığımız için rahim ve yumurtalılarıyla ilgili  çok büyük sağlık problemleri yaşadık. Ameliyat edilip rahim ve yumurtalıklar alındıktan sonra (yani kısırlaştırıldıktan sonra) daha mutlu, sakin ve bizimle daha rahat ilişki kuran sevgi kelebeği bir tavşanımız oldu. Onu zamanında kısırlaştırmadığımız için çok pişmanız.


Sonuç:

Tavşan da bir memeli hayvan olduğuna göre, kedi ve köpek gibi onlun da kısırlaştırılması gerekir. Bu konuda niyeti olanlar veterinerine veya veteriner fakültesine danışabilir. Kısırlaştırma ile uğraşamam diyenler zaten evcil hayvan almamalı ve beslemeliler.

Bilgi almak isteyenler bu sayfaları ziyaret ederek bilgi alabilirler: 

https://spaydayportal.humanesociety.org/



Çok sevdiğimiz House Rabbit Society de bu günün destekçilerinden biri. Bu kampanyayla ilgili yazılarına buradan oluşabilirsiniz.


2 yorum:

Elpida dedi ki...

İpek hanım, sanırım tavşanlarla çok ilgilisiniz. Benim bir sorum olacaktı, kendi bahçemde yaklaşık 20 m2 alanda serbest olarak yaşayan 6 tane tavşanım var. (bir dişi bir erkek ve yavruları) geçenlerde anne tavşan yine hamile kaldı. Bahçede haızrladığım yuvalarda normalde kalıyorlardı ama anne tavşan kendine toprakta yeni bir yuva kazdı, bahçeden bulduğu kuru ot, dal parçaları ve birde nereden bulduğunu anlamadığım naylon torba ile yuvasını döşedi. Ben heyecanla bakalım yeni yavrularne zaman çıkacaklar diye beklerken bir akşam yuvanın ağzının tamamen ve sıkı bir şekilde kapatıldığını gördüm. Panik yaparak yuvanın ağzını kazdım ve annenin girmesini sağladım ancak yuvada durmayarak kaçtı. bunun üzerine ön bahçedeki kümese aldım anneyi, yavrularınıda annesinin tüyleriyle birlikte taşıdım. Yavruları terkeder diye korktuğumdan elimdeki çamuları temizlemeden taşıdım yavruları (tenimin kokusu sinmesin diye elimi yıkayarak tutmadım) Bugün iki gün oldu ve yavruları annesi hala besliyor sanırım, yavrular daha çok küçük (4 günlükler). Benim merak ettiğim tavşan yuvanın ağzını diğer tavşanlar girmesin diye bilerek kapatmış olabilir mi? yoksa birisi bahçeye girip gıcıklığına mı kapattı? yuvaya müdahale ederek yanlış mı yapmış oldum?

Elpida dedi ki...

İpek hanım, sanırım tavşanlarla çok ilgilisiniz. Benim bir sorum olacaktı, kendi bahçemde yaklaşık 20 m2 alanda serbest olarak yaşayan 6 tane tavşanım var. (bir dişi bir erkek ve yavruları) geçenlerde anne tavşan yine hamile kaldı. Bahçede haızrladığım yuvalarda normalde kalıyorlardı ama anne tavşan kendine toprakta yeni bir yuva kazdı, bahçeden bulduğu kuru ot, dal parçaları ve birde nereden bulduğunu anlamadığım naylon torba ile yuvasını döşedi. Ben heyecanla bakalım yeni yavrularne zaman çıkacaklar diye beklerken bir akşam yuvanın ağzının tamamen ve sıkı bir şekilde kapatıldığını gördüm. Panik yaparak yuvanın ağzını kazdım ve annenin girmesini sağladım ancak yuvada durmayarak kaçtı. bunun üzerine ön bahçedeki kümese aldım anneyi, yavrularınıda annesinin tüyleriyle birlikte taşıdım. Yavruları terkeder diye korktuğumdan elimdeki çamuları temizlemeden taşıdım yavruları (tenimin kokusu sinmesin diye elimi yıkayarak tutmadım) Bugün iki gün oldu ve yavruları annesi hala besliyor sanırım, yavrular daha çok küçük (4 günlükler). Benim merak ettiğim tavşan yuvanın ağzını diğer tavşanlar girmesin diye bilerek kapatmış olabilir mi? yoksa birisi bahçeye girip gıcıklığına mı kapattı? yuvaya müdahale ederek yanlış mı yapmış oldum?